Beslenme alışkanlıklarınız duygularınızı, karakterinizi, düşüncelerinizi, inaçlarınızı, geleceğinizi etkiliyor dersek yanılmış olmayız.
Vitamin eksikliği, karbonhidrat yoğunluklu beslenme beynin düzgün çalışmamasına neden olur. Yeterli ve düzenli beslenmeyen bir beyin olayları, söylenenleri anlamayı güçlük çeker. Tıpkı şeker düşüklüğünde hastanın sarhoş gibi hareketler yapması gibi beyin mutlaka yeterli enerji, protein, mineral ve vitamine ihtiyaç duyar.
Daha fazla vitamin daha zeki insan demek değildir elbette. Anahtar kelime yeterli olmalıdır. Ağır işte çalışanların herkesten fazla karbonhidrat alması gerekir. Bu fazla kalori iş yaparken yakılmak üzere gereklidir ve vücudun asgari fonksiyonlarına yetecek kadar, hastalanmayacak kadar da vitamin alınması yeterlidir. Ancak bu kişiden problem çözmesini bekleyemezsiniz. O yüzden işçileri yönlendiren daha çok vitamin alan bir amire ihtiyaç vardır.
Bazı vitamin ve proteinler, doğrudan veya değişime uğrayarak beyin tarafından çeşitli işlerde kullanılırlar. Bunlar beyin hücreleri arasında veri akışını sağlar. Bu akış sağlıklı olmadığında algı bozukluğu, algıda kopukluk, çabuk sıkılma, yargılayamama, karşılaştıramama, sonuçları hesaplayamama gibi sorunlar ortaya çıkar. Bu tür insanlar çevrelerindeki insanların etkisi altında kolayca kalabilirler. Sorgulama yeteneği hep vardır ancak o sorgulama fonksiyonunu devreye sokacak kimyasallar ne yazık ki vücutta yoktur.
Vitamin ve protein eksikliği insanda giderek artan bir sorgulama eksikliği dolayısıyla her duyduğuna inanma, kör itaat, kendine güvensizlik, şiddete yatkınlık gibi sonuçlara yol açar. Beyin için gerekli besini almayanların kaba kuvvet olmadan yönetme, idare etme gibi becerileri olamaz.
Tabi bunlar sadece sağlıklı düşünmenizle ilgili şeyler. Sağlıklı bir beden için öncelikle sağlıklı düşünebilmek gereklidir o yüzden konuyu daha fazla uzatmadan bu seferlik sadece akıllı olmak için ne yapmamız gerektiği konusunda bir iki şey söylemek istedik.