Resmi açıklamaya göre Türkiye’ye giriş yaptığı kayıt altına alınan 2.541.000 Suriyeli sığınmacı bulunmaktadır. Açıklama 2016 Ocak sonunda yapılmıştır. Kayıt altına alınabilen Suriyeli’lerin yanında kayıt altına alınamayanlar olması da muhtemeldir.
Bu insanların bir kısmı, her gün kaçak yollarla Avrupa’ya ulaşmaya çalışıyor. Herkesin takip ettiği gibi, Avrupa gelen göç dalgasından kurtulabilmek için anahtar ülke Türkiye ile çeşitli pazarlıklar yapıyor. Avrupa’nın korkup bizim başımıza terk etmeye çalıştığı şey nedir?
Barınma, beslenme, sağlık, eğitim, güvenlik. 2 buçuk milyon bakıma muhtaç insanın kamplarda sığamadığı açık bir gerçek. Bunların çok azı kendilerine iş kurabilecek, ev tutabilecek imkana sahip. Çok sayıda insan ise halen sokaklarda yatıyor. Bir kısmı halkın yardımıyla beslenip, bulamadıklarında aç kalıyor. Hijyen olmadığı için hem kendileri hastalanıyor hem toplum için risk oluşturuyorlar. Çocukları eğitimden uzak büyüyorlar. Ucuz işçi olarak kullanıldıklarından ayrı bir ekonomik soruna yol açıyorlar. Tüm bunlar evsiz, çaresiz insanlara karşı düşünülecek son şeyler olsa da zaman geçtikçe artan acı gerçekler hesap edilmezse bugün karşılıklı hissedilen şevkat ve minnet duygularının yerini ilerde öfke ve nefrete bırakması olasıdır.
Suriyeli’lerin göçmen değil sığınmacı olarak kabul edilmesi gerekirken yaklaşık 2 milyon sığınmacıya TC kimliği verilerek kendileri kalıcı ilan edilmiştir. Gelecek ekonomik ve sosyal politikaların normal nüfus artış hızıyla değerlendirildiğini düşünürsek bir anda milyonlarca insanlık bir nüfus patlamasının hangi ülke olursa olsun kolay kaldıramayacağı bir etkisi söz konusudur. Evde bir bebek beklerken dördüz doğurmanız gibi.
Kendilerine verilen kimlikler onlara devlet güvencesi (sağlık, eğitim, barınma, hukuk, güvenlik) tanıdığı gibi onların da her türlü sorumluluğunun devlet tarafından üstlendiği anlamına gelmektedir. Çocuğun cam kırdığında babasının hesap vermesi gibi.
Tarihin en büyük göç dalgası Orta Asya’da uzun süren kuraklık nedeniyle MÖ 3000 yıllarında batı, kuzey ve güneye doğru başlayan Kavimler Göçü’dür. 1. Dünya Savaşı sırasında milyonlarca Avrupalı Almanlardan kaçarak Amerika ve Afrika’nın çeşili bölgelerine sığınmıştır. Şu anda yaşanan Suriyeli Göçü ise Rusya’nın Afganistan işgali sırasında yaşanılana benzemektedir. O işgal sırasında da yaklaşık 2,5 milyon Afgan dünyanın değişik ülkelerine kaçmıştır.
Evlerinden zorla sürülmüş bu insanların en yakın zamanda evlerine barış içinde dönebilmelerini umut ediyoruz. Aşağıdaki rakamlar Suriye’deki savaştan kaçan insanların hangi ilimizde yaklaşık kaç kişi olduklarını göstermektedir.
En çok Suriyeli barındıran illerimiz: İstanbul 330.000, Gaziantep 220.000, Hatay 190.000, Şanlıurfa 170.000, Mardin 70.000, Adana 50.000, Kilis 49.000
Hiç Suriyeli barındırmayan 9 ilimiz: Tunceli, Bayburt, Ardahan, Iğdır, Sinop, Kastamonu, Erzincan, Giresun, Gümüşhane.