Yaklaşık 5000 yıldır içtiğimiz süt bebeklikten yaşlılığımıza kadar hayatımızda çok büyük önem taşımaktadır. Özellikle kalsiyum kaynağımız olan süt bir de kansere karşı mükemmel bir korunma kalkanıdır.
Düzenli süt içenlerde akciğer, mide ve bağırsakta kanserlerinin neredeyse hiç görülmediği bilim insanları tarafından vurgulanıyor. Sütteki kalsiyum bebeklerin kemik gelişiminde çok önemli olduğu gibi, içerdiği enerji ve kendine has besleyici özelliği sayesinde gençler ve azalan kalori ihtiyacı nedeniyle daha az besin tüketen yaşlılar için günlük tüketilmesi gereken bir besindir.
Sütün ana maddesi doğadaki çeşitli otlardır. Bunları yiyen hayvanlar bu bitki karışımını işler ve bize eşsiz bir besin sunarlar. Sütü 5000 yıldır at, eşek, keçi gibi otçul beslenen hayvanlardan elde ediyoruz. Göçebe bir yaşam süren atalarımız sütün beslenme için değerini çok iyi biliyorlardı ve at sütü içerek kendilerini zorlu yaşam koşullarına karşı güçlü kılıyorlardı.
Süt tüketimi bağırsak, rahim, prostat, mide, mesane kanserlerinin oluşumunu engeller. İçeriğinde protein, kalsiyum, fosfor, B gurubu vitaminler bulunmaktadır. Süt o kadar bereketli bir besindir ki içtikten sonra üzerine su içmez veya ağızımızı yıkamazsak ağızımızda bir takım istenmeyen bakteriler oluşur.
Ancak farklı hayvanlardan elde edilen her sütün aynı olması beklenemez. Tıpkı anne sütünün eşsiz koruyucu, besleyici özelliği gibi her sütün de farklı özellikleri vardır. Uzmanlar günde 2-3 bardak süt içmenin kansere yakalanma riskini neredeyse yok ettiğini belirtirlerken mesela inek sütünün çocuk yaşlarda aşırı içilmesi halinde diyabete yol açabileceğinin akıllardan çıkarılmaması gerektiği de acı bir gerçektir. Aşırı tüketimden maksat günde 1 tencere süt içmektir.
Bunun yerine insanı keçi gibi daha dirençli kılan ve henüz bir zararı tesbit edilmemiş keçi sütü son zamanlarda artan bir taleple karşı karşıya. Zira keçiler dere, tepe, orman gezerek çok daha çeşitli bitkilerle beslendiği için sütleri de daha yoğun bir aromaya sahip ama o kadar da zengin oluyor.
Sütün bileşimi ;
Bileşenler | Birim | İnek | Keçi | Koyun | Bufalo |
---|---|---|---|---|---|
Su | grm | 87,8 | 88,9 | 83,0 | 81,1 |
Protein | grm | 3,2 | 3,1 | 5,4 | 4,5 |
Yağ | grm | 0.a | |||
Karbonhidrat | grm | 5,1 | 4,9 | ||
Enerji | K cal | 66 | 60 | 95 | 110 |
K J | 275 | 253 | 396 | 463 | |
Şeker (Laktaz) | grm | 4,8 | 4,4 | 5,1 | 4,9 |
Yağ Asidi: | |||||
Doymuş | grm | 2,4 | 2,3 | 3,8 | 4,2 |
Tek-doymamış | grm | 1,1 | 0,8 | 1,5 | 1,7 |
Çoklu-doymamış | grm | 0,1 | 0,1 | 0,3 | 0,2 |
Kolesterol | mg | 14 | 10 | 11 | 8 |
Kalsiyum | iu | 120 | 100 | 170 | 195 |
Sütün faydaları ;
- Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Vücudu sağlamlaştırır, güçlendirir.
- Kalsiyum içeriğiyle kemik erimesini önler
- Mikrobik enfeksiyonlara karşı etkilidir
- Mide rahatsızlıklarını giderir
- Sindirim sistemini düzene sokar
- Beyine enerji verir
- Diş çürüklerini önler
- Kronik bronşiti önler
- Tansiyonu düşürür
- Yağsız süt kolestrolü düşürür
- Kanserin oluşmasına karşı etkilidir
- Saç ve tırnakların oluşumunda etkilidir
- Yaşlanmayı geciktirir
- Cilt üzerinde yıpranmayı engelleyen nemlendirici etkisi vardır
Kleopatra’nın boşuna süt banyosu yapmadığını tüm bunlardan anlamak mümkün. Tarihe, mitolojiye geçmiş güzelliğindeki en büyük pay süt banyosu yaptığı cildinin güzelliğinde olsa gerek.
Belki her gün 2-3 bardak süt içmek mümkün olmasa da peynir gibi diğer süt ürünlerinin tüketilmesi de bu gereksinimi tam olmasa da karşılamaya yardımcı olur.
Gıda intoleransı açısından süt ile ilgili şunları biliyor muydunuz?
İskandinav halkı çok fazla süt tüketir, kemik yapıları güçlüdür. Ayrıca o kadar soğuk iklimde hastalıklara dirençleri sağlamdır. Sütü kolayca hazmedebilirler. Süte karşı toleransları yüksektir. Ancak mesela Japon halkı sütü neredeyse hiç tüketmezler. İhtiyaçları olan kalsiyumu balıktan alırlar. Süte karşı gıda in-toleransları vardır. Genel olarak Akdeniz ulusları da balık ağırlıklı beslenmeye alışkın oldukları için sütü yeterince kolay hazmedemezler.
Biz Türkler ise genetik zenginliğimiz nedeniyle tam ortadayızdır.