Kıtlığın ne zaman başlayacağı sorusu, dünya çapında tarım alanlarının azalıp insan nüfusunun arttığı şu zamanda yüksek önem taşıyor. Ancak kıtlığın tek etkeni üretimin düşmesi ve talebin artması olmayacak. Aynı zamanda sadece adil dağıtım da büyük önem taşıyor. Kıtlıkla birlikte, gıda ürünlerinin dağıtım bölgelerine ulaştırılmasında tecrübeli ve güvenilir insan gücü gerektiği pek akıla gelmiyor. Sağlam bir iletişim ağı ve güvenlik de vazgeçilmezler arasında. Yani dünyayı kıtlığa götürecek çok fazla şey var. Ancak çözüm gayet basit. Akıllı olmak.
Batı Afrika’da yaşanan Ebola salgınının faturasını neredeyse tüm dünyaya ödemek zorunda kaldı. Bölgedeki insanlar yardım paketleri şeklinde gıda desteği aldılarsa da bölgeden ihhraç edilemeyen bir çok ürün sağlık ekipleri tarafından salgının yayılmasını önlemek amacıyla engellendi.
Ülkemizde geçtiğimiz yıllarda yaşanılan ve tehdidi sürmekte olan kuş gribi nedeniyle neredeyse tüm kanatlı kümes hayvanlarının telef edildiğini hatırlayalım.
Benzer bir çok örnek üretebiliriz. Aşağıda verilen listede hangi temel besin maddesinin en çok hangi ülkede üretildiğini görebilirsiniz;
Darı : Hindistan, Nijerya, Nijer, Mali, Çin
Pirinç : Çin, Hindistan, Endonezya, Bangladeş, Vietnam
Buğday : Çin, Hindistan, ABD, Rusya, Fransa
Mısır : ABD, Çin, Brezilya, Meksika, Endonezya
Arpa : Rusya, Fransa, Almanya, Ukrayna, Kanada
Çavdar : Rusya, Polonya, Almanya, Beyaz Rusya, Ukrayna
Dünyanın en büyük buğday ihracatçısı ABD 2014 yılında 87 milyon ton ihraç etmiştir. Aynı yıl 24,7 milyon ton buğday ihraç eden Rusya’nın en çok buğday sattığı ülke Türkiye’dir. Geçtiğimiz yılbaşında Rusya’nın Ruble’deki değer düşüşü nedeniyle buğday ihracını kısıtlayacağını açıklaması dünya piyasalarında büyük endişe yaratmıştı.
Bu endişenin topluma yansıması yeterince ürkütücü olmamıştır. Hala yeterli ekmeği biraz daha fazla ödeyerek alabilen insanların, hiç buğday olmadığında parayı yiyemeyeceklerini anlatmak zordur.
Tarım alanlarımızı, suyumuzu ve toprağı işlemeyi bilen insanları korumamız gelecekte dünyayı değilse bile en azından kendi canımızı kurtarabilmemiz için şarttır. Bunun bir yolu da mesela nükleere hayır demektir.
